Köşe yazısı

Küçük şeylerin arkasına saklanmak | Bir yerden geçiyordum…

Küçük şeylerin arkasına saklanmak


Her anı hatırlanmak için bellekte özel bir yer bırakır. Bunu güzelleştiren her geçen gün geçmişi özlemektir. Bir şeyler kötüye gittiğinde sığınmak isteyeceğimiz bir liman arar ve buna karşılıkta güven duymak isteriz. Gelecekte neler yaşayacağımızı hiç birimiz bilemeyiz. Ve her birimiz şunda hem fikiriz ki hiç bir şeyin garantisi yok. Ama geçmiş öyle değil. Yaşandı ve bitti. O artık yerini hatırlara ve hatırlanmalara bıraktı. İyi bir şeyler yaşamışızdır, güzel anılar biriktirmişizdir ve onun çatısı artık güzel bir geçmiştir. Kimseyi güzel bir geçmiş beklemez. Çünkü dedik ya geçmiş yaşandı ve bitti. İşte bunu değerli kılan onu hatırlamak. Hatırlamak, özlemek ve yaad etmek ne büyük haz. Sığınacağımız en güzel limanlar arasında güzel renkler, güneşli havalar, güzel kokular ve kaybetmediğimiz dostlarımız…

Bir şeylerin yeri değişmiş mi?

Belki şehirler ve yapılar değişir, duvarlar değişir, yollar değişir kısacası yaşanılacak bir çok şey değişim ve dönüşüm içerisinde gelişir. Bizler bu değişim içerisinde oldukça değişimin de döngüsel bir parçası oluruz. Fark etmediğimiz aslında kısır döngü içerisine girdiğimiz bu dönemlerde parçası olduğumuz her şeyden kendimizi imtina ederiz. Çünkü talep ve istekler sürekli değişimleri arz içerisine sokar. Aslında tüm mesele şu:  Değişmemesi sizi mutlu etmez mi? Örneğin; 14 sene sonra özlem duyduğunuz bir yere tekrar gittiğinizde elinizi uzattığınız  o mekanın ve meskenin dolabından bardak almak istediğinizde, 14 sene önce içmiş olduğunuz kahve fincanın hala orada durması ve gözünüze çarpması ne tuhaf değil mi? İşte o an anlarsınız ki. Burada zaman durmuş, her şey yerinde  ve kahve fincanın yeri bile aynıysa ben bir şeyler kaçırmamışım ve kendimi çok mutlu hissettim. İşte bu insanın geçmişten geleceğe taşındığı en güzel güven ve özlem duygusu.

Küçük şeylerin arkasına saklanmak

Aslında duygusal insanlar kendilerini kontrol etmek istediği zaman buna önce çevresinden başlar. Bir şeyler değişmiş mi? Değişmemiş mi? Neler yer değiştirdi? Veya neler hala aynı yerde? Bunu dizi ve film izlerken bile yapıyoruz. Çekim yapılan yerleri ve sokakları araştırıyoruz. Aslında o noktada kendimizi sorguluyoruz. Bir şeyler değişirken biz değiştik mi? Duygularımızı kontrol etmek istiyoruz. Belki de bir arayış içerisindeyiz. Duygusal boşlukları yaşıyoruz.  Bunun belli zaman metodları vardır. Bir insan geçmişe dair herhangi bir şeye ne kadar özlem biriktirdiyse, onu o kadar açığa çıkarmak ister, dışa vurmak ister. O aslında içinde büyüttüğü bir özlem ve hatırlanmadır. Onunla yüzleşmek, dertleşmek ve hesaplaşmak ister. Küçük şeylerin arkasına saklanmakta aslında tam olarak budur. Çünkü insanda kendi kalıbında büyümek ister. Sevilmek ister. Çoğu insan geleceğe yatırım yapar. Gelecek ön görülebilir bir şey mi? Bu muamma. Ama geçmiş için öyle değil. Yaşadığın her an için geçmiş için iyi bir iz, güzel bir iyilik ve özlem dolu sevdiklerini bırakabiliyorsa işte bu onun arkasına sığınabilecek en iyi izdir.  Yoksa kalbini sevmiyor musun? yazımız için tıklayınız…

14 sene sonra tekrar gittiğinizde bir şeylerin yeri değişmemişse, sizde değişmemişsinizdir. Bunu görmek, anlamak ve yorumlamak için oradaydınız…

Yazan: Gürkan Duman

 

0 0 votes
Article Rating

Gürkan Duman

Gürkan Duman 1989 istanbul şişli doğumluyum. Araştırmayı ve blog yazmayı seviyorum. Yeniliklere açık birisiyim ve hayatın yaşanmaya değer olduğunu düşünüyorum.

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0
Would love your thoughts, please comment.x
Paylaş
Bağlantıyı kopyala