Kimliksiz saplantılı olmak

Kimliksiz saplantılı olmak


Günümüzde popülizm ciddi anlamda artış gösterdi bu artışlar bir çok insanın istek ve kültürel değerlerini es geçerek farklı bir eğilime girmesini sağladı.

Verilecek olan kararlar arz talep dengesini bozarak görsel çılgınlığa dönüşmüş durumda. Özellikle bu tür durumlara da sosyal medya çığ açarak kullanım amacının dışına çıkıp farklı çılgınlıkların sergilenmesine neden olabiliyor.

Bunların başında instagram popülizm’i baş çekebilir. Evet yanlış duymadınız fotoğraflar, resimler, çekimler, mekanlar, gösterimler, bildirimler…

Hatta boş zamanlar da parmaklarımızı meşgul eden bu popülizm insanların kimliksiz bir kişi hale gelmesini sağlıyor.

Kimliksiz saplantılı olmak

Nedir bu kimliksizlik?

Kimliksiz kişiler sürekli kendi mutluluklarını odaklanabileceği bir boşluğa isim takmak isterler. Sonra onu tutku haline getiriler. O tutkuyu içlerinde o kadar büyüterek onu o kadar  benimserler ki adeta ona kendilerinden daha fazla değer vermeyi hak görürler. Bir hayalin gerçek olma olasılığının arttırılmasına inanmak gibi. Bu kişilerin oluşturduğu bu düşünce çoğu zaman narsizim olarak adlandırılabilir.

Bir daire düşünün; bu dairenin döndüğünün bilincinde olarak içinde olduğunuzu hayal edin.  Sürekli döndüğünüzü fark eder ama aynı yerde döndüğünüzü anlayamazsınız. Günümüz insanlar ise bu çemberin katmanını oluşturuyor.

Döngü ise zamanı temsil ediyor, siz ise bu iki birleşimin isteklerine göre cevap veren etkileşimi temsil ediyorsunuz.

Kimliksiz saplantılı olmak

Bu ne anlama geliyor?

İlgilenecek hiç bir şeyin yok veya ilgilenecek bir çok şeyin var.  işte bu iki parametre için de zaman faktörü vardır.

Biri zamanınızı nasıl geçirdiğinizle ilgili diğer zamanınızı nasıl harcadığınızla ilgili.

ilgilenecek hiç bir şeyiniz yok ise zamanınızı ilgi duyabileceğiniz şeylere harcamak istersiniz.

Mesela fotoğraf çekmek, koşmak, aktivite oluşturmak gibi.

Bunu yapmak için mecbursunuz çünkü mutlu olmaya kendinizi mecbur kılıyorsunuz. O boşluğa düşerseniz kötü bir zaman geçirerek, mutsuz bir insan profili çizersiniz.

 

Kimliksiz saplantılı olmak

Ne yapıyorsunuz?

Diyelim ki bir köpek aldınız, ona bakıyorsunuz. Sonrasında ilgileniyorsunuz zaman geçiriyorsunuz.

Bu ilgi düzeyini arttırdıkça değer vermiş olduğumuz parametrelerin birisinden daha fazla kendinizi üstün tutuyorsunuz

Ne demiştik ? Nasıl zaman geçiriyorsunuz ve nasıl zaman harcıyorsunuz?

İşte bu ikisinin arasında dengeyi kuramazsınız, kimliksiz duruma düşme ihtimaliniz artıyor demektir.

 

 

Kimliksiz saplantılı olmak

Nedir bu kimliksizlik?

Bir şeye değerinden, ederinden daha fazla değer verip onu bir kalıba sokmaktır. (Bakınız sanat harici heykellere duyulan ilgi veya sevgi gibi)

Sonrasında ona inanmak, onu hayal etmek gibi bir derde düşüyorsunuz.

Misal köpekten yola çıktık. Köpek sevilesi bir hayvan yine de onunla ilgilenmek diğerlerine nazaran daha iyi fakat onun sevgisinin de bir kalıbı var. Eğer ki ona çok değer verirseniz verdiğiniz değer karşılığında harcadığınız zaman çok daha fazla üzülmenize neden olabilir. Ne demiştik? gelen zaman varsa giden zaman da vardır.

Bu dengeyi iyi kurmak gerekiyor. Örneğin bu kimliksizlik insan olmak insanın kendisini cani duruma dönüştürmesine sebebiyet veriyor. Hele ki bu canilik hırs ile birleştiği zaman ciddi kişilik sorunlarına yol açabiliyor.

Örneğin: Tuttuğunuz takımı ölümüne sevmeniz gibi.

Hayır bu yanlış. İnsanlar birbirlerini takım yüzünden öldürüyor. Kendi aralarında rekabet oluşturuyorlar. Hatta daha da ilerisi eşlerinden bile boşanıyorlar.

İnsanlar nelerle mutlu olduğunu veya nelerle üzüleceğini zaman faktörüne dişlisine bağlayamıyor. Çark boş dönüyor…

Çoğu insanın yaşadığı mutluluklar kadar gibi boşa geçirdiği zamanlar da karşılıksız  olabiliyor.

Birine sevgi beslerseniz, bu karşılıksızdır. Birini isterseniz bu hayalinizdir, Birine ulaşmak isterseniz bu bir tutkudur.
Fakat elde edemeyeceğiniz süreç içerisinde bu üç temel kelimeyi hayallerinizin içerisinde çok fazla kullanırsanız kendi düşüncelerinizin saplantısı, kendi hayallerinizin katili olabilirsiniz.
Bir şeye defalarca inanmak, inandığınız şeyin saplantı haline dönüşmesine sebebiyet verebilir.

Bir köpeği sadece onun varlığının bilincinde olacak şekilde sevmeli. Eğer ki bir yerlerden tamamlamanız gereken eksikliği köpeğe karşı göstereceğiniz sevgiyle kıyaslarsanız, köpeğin ölmesi durumunda ki  üzüntünün sizi fazlaca yıpratacağını da ön görü olarak tahmin etmelisiniz. Değer verilen bir şeyi kaybetme üzüntüsü farklı bir şey, bir şeye beslediğiniz duyguların bir daha karşılık bulamayacağı yönündeki inancınız veya tutumunuz bambaşka bir şey.

O yüzden bu tür tehlikeli durumlardan kaçınmamız gerekiyor.

Örneğin bir köpeği öleceği güne kadar sevmenin bilincinde olun. Zaman akıp gidiyor. Giden zaman her zaman bir şeyler alıp götürür ve kaybettirir. Aslında giden zaman her zaman bir krizdir. Fakat siz krizi nasıl fırsata çevireceğinizi düşünmelisiniz.

 

Kimliksiz saplantılı olmak

Kimliksiz saplantılı olmak ve bu durumdan çıkmak

Yukarıda saymış olduğumuz bir kaç özelliklerden betimleme yapalım ve yineleyelim.

Öncelikle kimliksiz olmak nedir?

Kimliksiz olmak; bir insanın düşmüş olduğu boşlukta kendisini aşırı çaresiz veya aşırı mutlu hissetme durumudur. Bu durum, bir kişi de ileriye dönük hal ve hareketlerinde anormallik belirtisi sergileyecektir.

Çünkü boşlukta olan bir insanın kendisini dışarıya atması için bir takım yönelimler bularak eğilimler sergileyecektir.

Örnek: Bir futbol takımını aşırı sevmek, tüm maçlarını hiç kaçırmadan sevmek, eşine, ailesine, sevdiklerinden daha fazla değer vermek ve bunu sürekli bulundurduğu ortamda yinelemek.

Gerekirse bu durumlarda tüm varlığını ortaya koyarak maddi veya manevi feragat edeceği şeyleri öne sürer. Bu insanın kimliksiz olduğunun  bir kanıtıdır.

Kimilerine göre; hayır canım olur mu öyle şey. Bu göreceli bir kavram siz karışamazsınız. Siz bu heyecanı veya hazzı almadığınız için anlayamazsınız gibi söylemlerde bulunabilir.

Hatta bu iki veya üç kişi arasında geçen tartışma konusu ise şayet: haklılık veya haksızlık parametreleri değerlendirme penceresinde açılarak o kişinin doğru bir şey yaptığına inandırılır.

Örnek: İki holigan taraftarın arasına girerek bu durumun karşıtı olan biri olduğunuz varsayalım.  iki kişinin birbirine hak vermesini sağlayarak doğru yaptığı bir şeyin inanmasını sağladığınızda haksız olan taraf siz olursunuz.

Aslında sizin burada haksız olduğunuz en haklı taraf kişiden kişiye göre değişen tutumdur.

Nedir o söylem?  Örnek: İki taraftarın arasına girdiniz ve şunu söylediniz. ”Abi ya ailene daha fazla zaman ayırmalısın. Maç biletlerine çok fazla para veriyorsun. Çok uykusuz kalıyorsun ve işe geç gidiyorsun. İş yerinde izlediğin maçlardan dolayı verim veremiyorsun. Eşinden  ve çocuklarından ayrı kalıyorsun. Çok fazla küfür ediyorsun” gibi.

Bu savunmayı yapan hiç kimse haksız olamaz öyle değil mi?  işte kimliksiz kişilerin bu söylemlere inanmasını bekleyemezsiniz elbet. Çünkü saplantı insanların kendi içlerindeki en büyük hapis hücresidir. Bu durumda normal davranan siz, anormal davranan karşı taraftır.

 

Kimliksiz saplantılı olmak

Kimliksiz saplantılı olmak

Saplantılı olmak başka bir durum kimliksiz olmak başka bir şey. Bu ikisinin arasındaki fark nedir diye sorsalar birinin hiç bir şeyi kaybedecek yokmuş gibi davranması olur.

Yani yalnızca kimliksiz olan hiç yargılanmayacak gibi davranır, sonunu düşünmez. Ruh ehliyetinde resmi kaydı yok. Saplantılı olmak ise farkındalık açısından psikolojik anlamda değerlendirmeye alınabilir bir şey.

Ama tüm anlamıyla kimliksiz saplantılı olmak gerçekten kişinin kendisini kabul edemeyeceği bir şey. Aslında var ile yok olmuş arasında kalan bir bireysiniz.
Ve düşünün ki sizi bu hastalığınızla ciddi anlamda kabul eden bir güruha sahipsiniz. (İyi günde kötü günde ) cümlesini muaf tutuyorum. Bir insan tuttuğu bir takımdan dolayı eşine ve ailesine zarar verecek bir potansiyelde ise eğer bu durumun ciddi anlamda eşler veya aileler tarafından bir psikolog aracılığı ile değerlendirmeye alınması gerekir ki bu düzelmeyecek bir hastalık değil. Tabi önce hastalık olduğunu kişinin kendi bilinciyle kabul etmesi gerekir.

Kimliksiz saplantılı olmak konusunu okuyorsunuz…

Saplantı nedir

Kimliksiz saplantılı olmak ile sadece saplantılı olmak aynı şey mi?

Değil, yukarıdaki metinde belirttiğimiz gibi birisinin tesiri diğerinden çok daha fazla. Birinin kendi halini kabul etme durumu çok daha yüksek. Diğerinin ise bu durumu kabul etmeyeceği gibi bunu hakaret sayarak farklı algılama metodu oluşturabilir davranış olarak farklı içsel meselelerle yaklaşım sergileyebilir.

Kimliksiz saplantılı olmak konusunu okuyorsunuz…

 

Kimliksiz saplantılı olmak ve bu durumdan çıkmak

Kimliği olanların durumu nedir peki?

Hiç kimse kendisinin normal bir insan olduğuna inanmamalı. İyi ya da kötü tüm benliğimizle mutlak eksikliklerimiz var. Fakat; bizi ilgilendiren konu ise eksikliklerimizi neler ile tamamlayacağımız olmamızdır.

Örneğin: Her normal insanın gündelik olarak elektriği üzerinden atması gerekliliği vardır.  Bu nasıl olur peki diyebilirsiniz. Aslında basit en basitinden bir hayvanın tüylerine dokunabilirsiniz.

Ayağınızı toprağa götürebilirsiniz. Her kimliği olan insanın da kendisini deşarj etmesi gerekir.

Kimliksiz saplantılı olmak konusunu okuyorsunuz…

kimlik

B planı

Gittiğiniz her yolda, gittiğiniz her yerde, varacağınız her noktada mutlaka bir çukur vardır. Siz yolu nasıl seçerseniz seçin orada mutlaka o çukur vardır.

Mutlak olan görüp görmediğiniz, fark edip fark etmediğiniz. bir çok şeyle karşı karşıya kalabileceğinin bilince olmalı, ona göre hareket etmeli. Buna istinaden; mantıklı insanın her zaman b planı vardır.  Ve bu insan her zaman ihtimalleri düşünerek hareket eder.

B planı nedir

Kimliksiz bir insan olmak istemiyorum derseniz…

Mutlaka bir inancınız olmalı. İnanç hayatınızdaki var olmanızın en büyük kanıtıdır. Nereden geldiğinizi, nasıl var olduğunuzu, iyilik ve kötülük kavramı, davranış bilimleri gibi konuları bilmeniz gerekiyor. Bunun için eğitim almanız gerekiyor. İç güdüleriniz siz yanlışa sürükleyebilir. Bu noktada inandığınız ile iç güdü tabularını yıkabilirsiniz.

Hedef belirleyin ve kararsız kalmayın.

Örneğin: Taksime gideceksiniz daha önce bunu belirlediniz  diyelim ve bir anda aklınız size oyun oynamak istedi, karar değiştirdiniz ve  hiç bir sebep yokken vazgeçip Mecidiyeköy’e gittiniz.  işte mümkün olduğunca bu tür davranışlardan uzak durun. Kararsızlık en büyük eylemdir. Bunun en kötü yanı bu davranışı aklın, değişim olarak değerlendiremeye almamasıdır.

Oysa bu çoğu zaman değişimden daha çok kararsızlık eylemi adını taşır.

Kimliksiz saplantılı olmak

Son olarak

Farkında mısınız? Nelerin, neylerin, hangilerin, varlıkların, yaşamların, zamanların, yasakların, doğruların, yanlışların. Evet farkında mısınız?

Sizden daha kötü durumda olanların, iyiliklerin, kötülüklerin, kimliklerin?

Evet kendinize sorun nelerin farkındasınız? Farkında olduğunuz şeyler ne derece iyi ne derece kötü veya ne derece ikilem de kalan konular. Eğer ki kendinize bu soruları soruyorsanız yavaş yavaş kimliğinizi oluşturuyorsunuz demektir. Ondan sonrası Nasıl bir kimliğe sahip olacaksınız? ile ilgilidir.  Bu sizin hayatınızdaki farkların ne derece de ilgi çektiğine göre de değişir.

Kötü biriyseniz kötü birisi de olsa bir insanın ölmesinden haz alabilirsiniz.
İyi bir insansanız o insanın ölmeden önce iyi bir insan olacağına inanan birisi de olabilirdiniz.

Yazan: Gürkan Duman

Daha fazla içerik ve makale okumak için Sağlık Bölümünü takip edebilirsiniz. Yazıyı okuduğunuz için teşekkür ederiz…

 

0 0 votes
Article Rating

SolarGezi

Solargezi Yöneticisi

Subscribe
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
0
Would love your thoughts, please comment.x
Paylaş
Bağlantıyı kopyala