Güllerin içinden çıkanlar
Güllerin içinden çıkanlar
Güllerin anlatmak istedikleri…

Orta Çağ Avrupa’sında unutulan gül bahçeleri, 13ncü yy. dan itibaren Haçlıların Orta Doğu ülkelerinden memleketlerine taşıdıkları gül fideleri ile tekrar canlanmaya başladı.
Gülü çok seven ve sık sık gül suyu ile banyo yapan İmparatoriçe Josephine zamanında gül kokusu çok popüler oldu. Gül Antik Roma’daki ününü Napolyon döneminde tekrar kazandı. İmparatoriçe 1798 yılında “Malmaison Bahçeleri” olarak bilinen gül bahçelerini kurdu. Karısının gül merakını destekleyen Napolyon, uzak diyarlara açılan kaptanlarına yeni gül türleri bulduklarında, fidelerini memlekete taşımalarını emretmişti. Böylece koleksiyondaki çeşitler çoğaldı. Ölümüne kadar geçen 16 yıl boyunca, masrafları bizzat İmparatoriçe tarafından karşılanan bu bahçelerde 250 farklı gül türü yetiştirildi.
Nelere şahit oldukları bilinmez tabi, kim bilir hangi gönüller var. Kimileri kandırılmış bir gül gibi işte. Hiç bir günün bir günden farkı olmadığı gibi, aynı sadelikler bekler yarınları hayatlar..
Güllerin içinden çıkanlar
Zariflik duygusunu aşılamış, hissizliğin olduğu yere doğru başını almış bir sel var. Nasıl koparsın hayattan böyle kaybolmuş bir çocuk gibi. Sahipsizliği sustuklarınla çoğaltmışsın.
Güller öyle demezdi. Önce küsmek mi gerekirdi…?
Not:Nevsaale
İlgili katalog